Beklentiye Girmeme Sanatı: Mutluluğun Yolu

Emre Furkan Ozsahin
3 min readJun 20, 2020

Bugünün hızlı akan global dünyasında herkes şu soruya cevap arıyor, “Nasıl mutlu olunur?” ve bu soruyu Google amcaya sorduğunuzda karşınıza tam olarak 7,760,000 tane sonuç çıkıyor. Bu da insanların basit görünümlü ama bir o kadar komplike olan bu soruya cevap aradığının kanıtı. Bildiğiniz üzere talep olmazsa arz da olmaz. Genellikle bu sitelere giriş yaptığınızda farketmişsinizdir mutlu olmanın yollarını listelerler ve çoğu zaman şöyle maddeler yer alır: olumlu olun, daima gülümseyin, kafaya takmayın vb. Ama bunlar işe yarayan şeyler değildir. Şimdi size herkesin yana yakıla cevabını aradığı sorunun cevabını bu yazımda gerçek örneklerle aktaracağım. İşte mutluluğun formulü: Beklentiye Girmemek.

Photo by Edu Lauton on Unsplash

Yazıma Shakespear’den bir alıntıyla devam etmek istiyorum, “Kendimi her zaman mutlu hissederim… Neden biliyor musunuz? Çünkü kimseden bir şey ummam… Beklentiler daima yaralar…” Tabi beklentiler dediğimiz şey kişiden kişiye farklılık gösterebilir. Bir kaç örnekle neyi kastettiğimi açıklamaya çalışacağım.

İşten çıkıp eve doğru yürüdüğünüzü hayal edin. O sırada bir arkadaşınızın arabasıyla sizin gittiğiniz yöne doğru gittiğini gördünüz. Sakın bir hata yapıp sizi alıp eve bırakması gibi bir beklentiye girmeyin. Sizi farketmemiş olabilir, veya durup sizi alıcak vakti olmayabilir, veyahut da daha basit bir sebep sizi almak istememiş olabilir. Sonuçta sizi almak zorunda değil. Ama eğer siz bu onun sorumluluğuymuş veya göreviymiş gibi sizi alması beklentisine girerseniz hayal kırıklığına uğrarsınız hatta bu onun hakkında kötü düşünmenize sebep olabilir ki bu da ilerleyen safhalarda ikili ilişkilerinizi negatif yönde etkileyebilir. Öte yandan, eğer böyle bir beklentiye girmesseniz ve kendinizi eve kadar yürümeye şartlarsanız, sizi almak için durması ihtimalinde bu sizin için sürpriz olacak ve mutlu olacaksınız çünkü insan beyni sürprizleri sever ve bu bilimsel olarak kanıtlanmış bir olgudur.

Yukarıda ki örnek beklentiye girmeme teorisini uygulayabileceğimiz en basit olaylardan biri. Siz bu teoriyi ikili insan ilişkisi içeren hemen hemen her yere uygulayabilirsiniz. Başka bir örnekle devam etmek istiyorum. İnanıyorum ki her insan hayatının belli bir evresinde aşık olmuştur, her ne kadar aşkın kimyasal olduğu ve insanların hormonlarıyla ilgili olduğu kanıtlanmış olsada ben herkesin bildiği haliyle muamele etmeye devam edeceğim ve beklentiye girmeme teorisıni burada da uygulayacağım. Eminim ki hepiniz şimdiden neden bahsediceğimi anladınız bile ama ben yine de herkesin anladığından emin olmak için yazmaya devam ediyorum. Aşık oluruz, bu bizim doğamızda var. Bazılarımız sevgisine, aşkına karşılık bulur ama geri kalanı için aynı durum söz konusu değil. Bu tarz durumlarda aşkına karşılık alamayan insanların depresyona girdiğini, fazla alkol tükettğini hatta ve hatta çok daha ileri giden durumlarda intihara teşebbüs ettiklerini bile gözlemleyebiliriz. Peki, bu neden olur? İşte beklentiye girmeme teorisi burada devreye giriyor. Çünkü ne zaman birini sevsek, aşık olsak bu sevgimize aşkımıza karşılık bekleriz, karşı tarafın da bize aynı sevgiyi ilgiyi göstermesini isteriz yani yine bir beklentiye girmiş oluruz. Beklediğimiz olmadığında da normal olarak hayal kırıklığına uğrarız. Ama bu hayal kırıklığının çok basit bir çözümü var: Bu beklentiye girmemek. Bu beklentiye girmediğinizde 2 sonuç ortaya çıkar:

1-Pozitif sonuç ki bu sizi mutlu eder çünkü beklemediğiniz iyi bir şey gerçekleşmiştir.

2-Negatif sonuç ama bu sizi üzmez çünkü zaten bir beklenti içinde değildiniz.

İşte mutlu olmak bu kadar basit. Tamamen umutsuz olmanızı söylemiyorum ama beklentilerinizi düşürün ki hayal kırıklığına uğramayın çünkü

“Bazen beklentilerimizle kendi kalp kırıklıklarımızı yaratırız.”

-Bilinmeyen-

--

--